İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), son günlerde basın ve sosyal medyada yer alan "dünyada doğal gaz fiyatları düşerken Türkiye'de yükseldi" iddialarına ilişkin açıklama yayınladı. DMM, bu iddiaların kamuoyunu yanıltıcı bilgilerle yönlendirmeyi amaçlayan bir dezenformasyon kampanyası olduğunu vurguladı. Açıklamada, Türkiye'nin izlediği sübvansiyon politikaları ve küresel enerji piyasasındaki dalgalanmaların göz ardı edildiği belirtildi. Vatandaşların doğru bilgilendirilmesi için dört temel başlık altında açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalar, Türkiye'nin enerji politikalarının şeffaflığını ve vatandaş odaklılığını vurgulamayı hedefliyor. Yayılan yanlış bilgilerin, Türkiye'nin enerji politikalarını çarpıtarak kamuoyunda karışıklık yaratmayı amaçladığı da ifade edildi. DMM, enerji fiyatlarına ilişkin değerlendirmelerde yetkili ve resmi kaynaklara başvurulması gerektiğini hatırlattı.

Türkiye'nin Doğal Gaz Sübvansiyon Politikası

Türkiye, doğal gaz maliyetlerini vatandaşa yansıtmamak için güçlü bir sübvansiyon politikası izliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümet, küresel enerji piyasalarındaki dalgalanmalara rağmen vatandaşları korumayı amaçlıyor. Son üç yılda enerji faturalarına 1 trilyon liranın üzerinde sübvansiyon sağlandı ve halihazırda doğal gaz faturalarında yaklaşık %44 oranında sübvansiyon uygulanıyor. 2025'te sadece doğal gaz için sağlanacak sübvansiyonun 200 milyar lirayı aşması bekleniyor. Bu politikalar sayesinde, 2002'de 100 metreküp doğal gazın asgari ücret içindeki payı %26 iken, bu oran günümüzde %5,9'a geriledi. Sübvansiyon politikasının etkisiyle vatandaşlar, uluslararası piyasalardaki fiyat artışlarından büyük oranda korunmuştur. Bu durum, Türkiye'nin enerji piyasalarındaki istikrarı sağlama konusundaki kararlılığını göstermektedir. Hükümet, vatandaşların enerjiye erişimini kolaylaştırmak için bu politikaları sürdürmeye devam edecektir.

Yerli Doğal Gaz Üretimi ve Arz Güvenliği

Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve arz güvenliğini sağlamak için Türkiye, stratejik yatırımlarına devam ediyor. Son 10 yılda yerli doğal gaz arzı %59 oranında arttı. Sakarya Gaz Sahası'ndaki günlük üretim kapasitesi 9,5 milyon metreküp seviyesine ulaştı. Osmangazi Üretim Platformu'nun devreye girmesiyle bu kapasitenin 2026'da 20 milyon metreküpe, 2028'de ise 40 milyon metreküpe çıkarılması hedefleniyor. Yerli kaynakların geliştirilmesi, Türkiye'nin enerji güvenliğini güçlendirirken, ithalata olan bağımlılığı azaltmayı da hedefliyor. Bu yatırımlar, sürdürülebilir bir enerji geleceği için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye, yerli kaynakların geliştirilmesinin yanı sıra, uluslararası işbirlikleriyle de enerji arz güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır.

Küresel Enerji Piyasalarındaki Jeopolitik Etkiler

Son yıllarda enerji piyasaları ciddi jeopolitik baskılar altında. Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa'ya doğal gaz sağlayan ana hatların işlevselliğini azalttı. OPEC'in arz kısıtlamaları ve LNG piyasasındaki dalgalanmalar, Avrupa'yı daha pahalı ve riskli lojistik rotalara yöneltti. Hürmüz Boğazı'ndaki gelişmeler de küresel enerji piyasalarını kırılgan hale getirdi. Bu nedenle, "dünyada doğal gaz fiyatları düştü" iddiası bağlamından kopuk ve yanıltıcı. Bazı kıyaslamalar ise metodolojik olarak eksik ve yanıltıcıdır. Bu gelişmeler, Türkiye'nin enerji politikalarının küresel gelişmelere bağlı olarak dinamik bir şekilde yönetilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Türkiye, bu tür zorluklara karşı direncini artırmak için stratejik adımlar atmaya ve uluslararası işbirliklerini güçlendirmeye devam ediyor.

Fiyat Ayarlamaları ve Enflasyonla Mücadele

Doğal gaz fiyatlarındaki düzenlemeler, keyfi değil, uluslararası piyasalardaki gelişmeler, döviz kuru, ithalat maliyeti ve sübvansiyon yükü gibi göstergeler dikkate alınarak yapılıyor. Bu düzenlemeler, enflasyonla mücadele hedefiyle uyumlu. Temmuz ayındaki fiyat düzenlemesinin, memur ve emekli maaş zamlarıyla bir ilgisi yok. Bu iddialar spekülatif ve bilimsel temelden yoksun. Türkiye hükümeti, enerji fiyatlarını kontrol altında tutarak enflasyonla mücadeleye katkıda bulunmaya çalışıyor. Fiyatlandırma politikaları sürekli olarak gözden geçirilir ve gerekli ayarlamalar yapılır. Şeffaflık ve hesap verebilirlik esas alınarak, vatandaşların enerjiye erişimini makul maliyetlerle sağlamayı hedefliyor.